17 Ağustos 1999 Depremini göğüsleyen Derince Anadolu Lisesi,  rant kavgasına yenik düştü.
17 Ağustos 1999 Depremini göğüsleyen Derince Anadolu Lisesi, rant kavgasına yenik düştü.

Derince Anadolu Lisesi, 1972 yılında kuruldu. Okul binası, Derince’nin kalbi Denizciler Caddesi’ndeydi. 7 bin 688 metrekarelik alanda hizmet sunan okul,   1982  yılında yeni binaya kavuştu (Okul resmî sitesine göre 1980).  

Bina,  17 Ağustos 1999 Marmara Depreminden alnının akıyla çıktı. 

Lise, ülkeye katkı sunan çok sayıda yetişmiş nitelikli insan gücüne kaynaklık etti. Liyakatsiz yöneticilerin eline geçen okul, görkemli günlerinden adım adım  uzaklaştırıldı.  

Köklü eğitim kurumu,  her şeye karşın, ilçenin önemli eğitim kurumlarından biri olmaya devam ediyor.

Okul, 2022 yılında boşaltıldı. Okulun 529 öğrencisi, 38 öğretmeni,   Derince Piri Reis Ortaokulunda,  ikili eğitim değirmeninde âdeta öğütülüyor. 

0
0
0
s2sdefault

 

Mercan Fırat (01.07.1930-15.05.2024)  Fotoğraf: Yılmaz Coşkun arşivi
Mercan Fırat (01.07.1930-15.05.2024) Fotoğraf: Yılmaz Coşkun arşivi

Babası İbiş Fırat ve amcası  Hıdır Fırat (Mezra Köyü Muhtarı)  elinden alındığında 8 yaşındaydı. Sürgünlerle geçti koca bir ömür. Sürgün dönüşü 18’indeydi.  Yokluk ve zorluklarla, feodal baskılarla karşı karşıya kaldı. 1978 yılında, Almanya’da çalışan eşi Hüseyin Fırat’ın (1933-2019) yanına yerleştiğinde rahat bir nefes aldı. Bir süre önce rahatsızlanmış, Elazığ’da yoğun bakım ünitesinde tedavi altına alınmıştı. Bugün erken saatlerde baba ocağı Mezra köyünde yaşama veda etti. Almanya’da daha iyi koşullarda yaşama olanağına  sahipken, son nefesini  baba dede ocağında  vermek için köyüne geldi. Mezra, acı bir döneme tanıklık eden  Mercan Ana’sını,  bugün saat 15.00’te,  Pülümür Cemevinde düzenlenen törenin ardından   son yolculuğuna uğurladı.    

0
0
0
s2sdefault
 
Yaşamını öğrencilerine adayan Hülya Demirpehlivan, ürettiği güzelliklerle,  kahrolası dünyanın kötülüklerine meydan okuyor.
Yaşamını öğrencilerine adayan Hülya Demirpehlivan, ürettiği güzelliklerle, kahrolası dünyanın kötülüklerine meydan okuyor.

Öğretmenliğin,  kadınlara  uygun mesleklerin başında geldiği düşünülüyordu.  Çalışma süreleri kısa,  yaz tatilleri uzundu.  Bir kadın için bundan daha uygun meslek olamazdı.

Bir annenin, kızını öğretmen olmaya zorlamasının nedeni bu olmalıydı:  

“Öğretmenliği tercih et!”

Sapanca’nın başarılı öğrencisi, cinsiyeti öne çıkaran tercihe tepkiliydi. Meslek seçiminde cinsiyetin belirleyici olmasına karşı tavır aldı. Üniversite tercihinde Eğitim Fakültelerine yer vermedi.

Mühendisliği seçti.

Anadolu Üniversitesi Kimya Mühendisliği bölümünden mezun oldu. Bir yıl mühendislik yaptı. 1996’da  pedagojik  formasyon aldı. Aynı yılın Aralık ayında Kocaeli Hereke’de göreve başladı.

Öğretmenliğe karşı direnç geliştirmiş, ama koşullar onu öğretmenliğe zorlamıştı.

Anne, haklı çıkmıştı!

0
0
0
s2sdefault