Orgeneral Saldıray Berk (1948-14 Şubat 2024), NATO’ya hizmet etmeyen, şeyhlerin önünde diz çökmeyen komutanlarımızdandı.
Orgeneral Saldıray Berk (1948-14 Şubat 2024), NATO’ya hizmet etmeyen, şeyhlerin önünde diz çökmeyen komutanlarımızdandı.

Komutanlık,   yasa ve yönergelerle kazanılan unvanın ötesinde derinliği olan kavramlardan. Komutan olmak için önce maddeyi tanımak, aklın ve bilimin yol göstericiliğine inanmak gerekir.  

Karda kışta, Conkbayırı’nda, Anafartalar’da, İnönü’de   emperyalizme direnenlere komutan denir.

Komutan, diz çökmez, yalvarmaz, korkmaz! 

Cemaatlerin önünde dizlerinin bağı çözülene komutan denmez.

Bazı komutanlar ayakta ölür!

Eski 3. Ordu Komutanı Orgeneral Saldıray Berk, ayakta ölen komutanlarımızdan.

Gladyo’nun yönettiği ‘cemaat’in, Türk subayının üzerine sürüldüğü dönemde Erzincan 3. Ordu Komutanı’ydı.

FETÖ bağlantılı   ‘savcı’ Osman Şanal, MİT Erzincan Bölge Başkanlığı ile  Erzincan Cumhuriyet  Başsavcılığına baskın düzenlemiş, Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner ve MİT Bölge Başkanı Ş. D.’yi tutsak almıştı.

Sırada 3. Ordu vardı!

Komutan, Gladyo artıklarını  kışlaya sokmadı!

0
0
0
s2sdefault

 

İbrahim Pekin (1938) ve eşi Cezair Pekin (1941). Fotoğraf: Hüseyin Dalkılıç arşivi
İbrahim Pekin (1938) ve eşi Cezair Pekin (1941). Fotoğraf: Hüseyin Dalkılıç arşivi

Yan yana iki  fotoğraf…  İlki 1980’li yılların başında çekilmiş olmalı.  İbrahim ve Cezair Pekin,      50’sine henüz  adım atmamış mutlu çift.

Yüzü gülüyor annenin, baba biraz mahcup.

Anne ve babanın mutlu yılları…

Baba, anne karnında tanışmış sürgünle. 1938’de, Çorum’da açmış gözlerini.  Dedesi  Mezralı İbiş Ağa (İbiş Fırat), Ferhat Ağa’nın oğlu, 40’ında ya var ya yok, kimseye yan bakmamış, çalıp çırpmamış. 

Güneş,  Arapkızı’nı öpmeden yıldızlara kavuşmuş.

Beser Hanım,  babası İbiş Ağa, amcaları Hıdır ve  Hüseyin’in acısına ancak  iki yıl dayanabilmiş. 

Çorum, iki yaşındaki İbrahim’i, Fatma’yı, Ali’yi (Ali Hıdır) ve  Fadime’yi  annesiz bırakmış. 

Toprağa karışmış, Beser,

Baş ucunda bir mezar taşı bile yok.

0
0
0
s2sdefault
Öğretmen Sıtkı Ay, Mart 1982’de Pülümür Akdik (Köyü) İlkokuluna atanmış,  bir ay sonra, maaşı bile ödenmeden meslekten uzaklaştırılmıştı.
Öğretmen Sıtkı Ay, Mart 1982’de Pülümür Akdik (Köyü) İlkokuluna atanmış, bir ay sonra, maaşı bile ödenmeden meslekten uzaklaştırılmıştı.

 

Sıtkı Ay, Elazığ İlköğretmen Okulunu bitirdiğinde 26 yaşındaydı.  1940 yılında Muş’ta dünyaya gözlerini açan  genç öğretmenin ilk görev yeri, Sivas’tı.

26 yaşında başladığı meslek yaşamını Sivas, İstanbul, Muş, Diyarbakır, Tunceli ve Bursa illerinde sürdürdü.  

12 Eylül 1980 Darbesi gerçekleştirildiğinde, Diyarbakır’da görevliydi.  ‘Huzur ve sükûn’u sağlama iddiasındaki darbeciler, Gladyo’nun yönettiği kardeş kavgasının faturasını aydınlara keser.

Aydınlara karşı  sürek avı başlatılır.

Ülkenin dört bir yanında âdeta terör estirilir.

Ülkede yaratılan şiddet ortamından en çok etkilenenlerin başında, öğretmenler gelir. Öğretmen Sıtkı Ay da onlardan biridir. O tarihte henüz 40 yaşında olan öğretmen için zor günler başlar.

0
0
0
s2sdefault