- Ayrıntılar
- Hüseyin Canerik tarafından yazıldı.
Pülümür Buyer Baba Gölü’ne yol projesiyle ilgili yazı dizimize kaldığımız yerden devam ediyoruz. 7 Aralık’ta yayımladığımız yazıda (https://pulumur.org/2023/12/07/pulumur-buyer-baba-golune-yol-yapimi-tartismaya-yol-acti-1/), Pülümür Buyer Baba Gölü’ne yol projesinde sona gelindiği, göle yaklaşık 700 metre kala, soğuk kış koşullarından dolayı çalışmalara ara verildiği belirtilmişti. Yazıda, bölge insanınca kutsal mekânlardan biri olarak görülen gölde bazı dinî ritüellerin gerçekleştirildiği, eski kuşakların, göle, yalın ayak yürüyerek ulaştığı hatırlatılmıştı. Sözü edilen yazıda, gölün siyasi istismar konusu yapılmaması gerektiği de vurgulanmıştı. Yazımızın bugünkü bölümünde, iyi niyetle başlatıldığı düşünülen çalışmaların yaratabileceği sorunlara dikkat çekilmesi amaçlanmaktadır.
- Ayrıntılar
- Hüseyin Canerik tarafından yazıldı.
Bir sonbahar günü, 3 Eylül’de doğmuştu. Pülümür’ün güneydoğusundaki köyde gözlerini açmıştı. 1947 yılıydı. Yokluk ve zorluk yılları…
Beser-Mehmet Can çiftinin oğluydu.
Çocukluğunu köyünde geçirdi.
Pülümür Çağlayan (Köyü) İlkokulunda okudu.
İlkokul, eğitim gördüğü ilk ve son eğitim kurumuydu.
Ailesinde bağlama çalan yoktu, ama erken yaşta bağlamayla tanıştı. Henüz çocukken, kendi çabasıyla bağlama çalmayı öğrendi.
- Ayrıntılar
- Hüseyin Canerik tarafından yazıldı.
Yıllardır memleketine hasret. Köyü aklına geldiğinde gözleri nemleniyor. Göz pınarlarından süzülen damlalar toprağa akıyor.
İnsan nereye yerleşirse yerleşsin, gözlerini açtığı coğrafyadan kopamaz.
O da kopmamış, kopamamış!
İlk göz ağrısı aşklara benzer çocukluğunuzun geçtiği yerler.
Ruhunuz, doğup büyüdüğünüz yeri asla terk etmez!
Toprak damlı taş yapılara, tozlu köy yollarına çocukluk yıllarında veda etmişsinizdir.
Güle oynaya ya da hıçkırıklara boğularak.
Geride bıraktıklarınızdan habersiz.
Babanızın biçimlendirdiği ustalık ürünü kesme taşlar, taşlara kazınan sevdalar, yalnızlığın o kahredici cehennemiyle baş başadır artık.
Gölgesinde oyun oynadığınız ceviz ağacı öksüz kalmıştır.
Gökyüzüne uzanan, sincaplarla yarışılan ulu ağaçlar, insansız köyün acısını kaldıramaz.