- Ayrıntılar
- Hüseyin Canerik tarafından yazıldı.
Pülümür-Tunceli kara yolunun 20. km’sindeki Kırmızıköprü Jandarma Karakolu, kesme taştan yapılmıştı. Bina tek katlıydı. Karakol yapımında kullanılan taşlar, yaklaşık 2 km uzaklıktaki Han Yaylası yakınlarında çıkarılmıştı. Binada, taş ustası Alişan Karaaslan’ın deyimiyle, gözeneklerden oluşan pur taş kullanılmıştı. Çok gözenekli kesme taşların görünümü, sünger taşına benziyordu.
Karakol, Kırmızıköprü-Tunceli kara yolunun 2. km’sinde yer alıyordu. Beton tünellerin birçoğunun yapımı tamamlanmıştı. Jandarma Karakolu, kara yolundaki 1. tünele yaklaşık 200 m uzaklıktaydı.
Taş yapı, Mezra köyünün güneydoğusundaydı.
İçme suyu kaynağı, karakolun kuzeydoğusunda, meşe ormanının içindeydi. Yöre halkı tarafından Jandarma Çeşmesi (Heniye Cendermu) olarak adlandırılmıştı.
Köylüler, karakol yakınlarında hayvanlarını otlatan çocuklarıyla askerlere yoğurt, ayran vb. gönderiyordu.
Karakol Komutanı, çeşitli gerekçelerle şikâyete gelen köylülerin sorunlarıyla ilgileniyordu. Arazi anlaşmazlıkları, aileler arası geçimsizlikler, kavgalar vb. sorunların birçoğu karakola taşınıyordu.
O yıllarda politik nedenlerden kaynaklanan sorunlar yaşanmazdı.
Komutan ve bazı askerlerin tek eğlencesi, yürüyerek Kırmızıköprü’ye gitmek, Hıdır Akkılıç’ın kahvehanesinde oyun oynamaktı.
- Ayrıntılar
- Hüseyin Canerik tarafından yazıldı.
27 Eylül 1975’te, Erzurum Oltu’da komünizm ilan edilecekti!
İstihbarat birimleri teyakkuzdaydı. Haber elemanlarına uyku haramdı. İlçedeki en küçük hareketlilik, anında yetkililere bildiriliyordu. Yetkililer, Türk âleminin en büyük düşmanı komünizme kayıtsız kalamazdı.
Muhafazakâr ilçe sakinlerini harekete geçirmek için düğmeye basıldı.
- Ayrıntılar
- Hüseyin Canerik tarafından yazıldı.
1967 yılıydı. Beğendikli iki kardeş kafa kafaya vermiş, birlikte iş yeri açmaya karar vermişti. Pülümür Beğendik, o tarihte bucak konumundaki Kırmızıköprü’ye bağlıydı. Bucak, doğusunda Kızılkayalar, batısında ise Pülümür Çayı’yla âdeta kuşatılmıştı.
Salördek Çayı, küçük kasabayı kuşatan bir diğer akarsu kaynağıydı.
Kasaba, yüzölçümüyle çelişen insan hareketliliğine sahne oluyordu. Çevre köylerden kasabaya akan köylüler, temel gereksinimlerini Kızılkayalar’a ve Pülümür Çayı’na paralel uzanan, süpermarketleri aratmayan bakkallardan karşılıyordu. Bakkallarda yok yoktu! Temizlik, gıda, giyim, kırtasiye, yapı malzemeleri, ilaç (Gripin, Opon, Aspirin vb.) ürünler bakkal raflarını süslüyordu.